Yaş, çap ve boy ile kendi türünün bilinen ölçüleri üzerinde olan; değişik kök, gövde ve dal formunda olup görenlerin hafızasında değişik anlamlar çağrıştıran, geçmiş ile günümüz, günümüz, ile gelecek arasında bağ kuran; yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan ve uzun ömüre sahip olan ağaçlar anıt ağaçlardır.
Türk Standartları Enstitüsü tarafından hazırlanan TS 13137 sayılı Standarda göre ise; anıt ağaç:
“Geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek uzunlukta doğal ömre sahip olan ağaçlardan fiziksel özellikleri açısından kendi türlerinden alışılagelmiş ölçülerin çok daha fazla boyutlara ulaşmakta olan ya da, bulunduğu yöredeki insanlar üzerinde tarihi, mistik ve folklorunda özel yeri bulunan ağaç”
olarak ifade edilmektedir.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’nin ikinci maddesine göre anıt ağaçlar doğal miras kavramı içinde değerlendirilmiş olup “Estetik veya bilimsel açıdan istisnaî evrensel değeri olan, fiziksel ve biyolojik oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar” olarak belirtilmiştir.
Anıt ağaçlar, boyutsal, tarihi, mistik ve folklorik anıt ağaçlar olarak 4 gruba ayrılırlar:
- Tarihi anıt ağaçlar: Yüzyıllar öncesinin yaşamını bilgelikle günümüze taşıyan, tarihi önemli olaylara ve/veya kişilere tanıklık etmiş ağaçlar olup bu özellikleri anıt ağaç olarak seçilmeleri için yeterlidir.
- Folklorik anıt ağaçlar: Yöre kültüründe ve halk arasında geçmişten günümüze gelen gelenek ve göreneklerinin bir parçası olmuş, bölgede yaşanan iyi ya da kötü olaylara tanıklık etmiş halk arasında özel bir yeri olan ağaçlardır ve bu özellikleri anıt ağaç olarak seçilmeleri için yeterlidir.
- Mistik anıt ağaçlar: Halk kültüründe dinsel anlamda bir kıymeti olan, mistik kutsal mekanlarda, eski külliyelerde bulunan insanların ruhi derinliklerinde uyandırdığı mistik duygularla kutsal sayılan uhreviyatın ve sükunun temsilcisi kabul edilen ağaçlardır. Bu özellikleri anıt ağaç olarak seçilmeleri için yeterlidir.
- Boyutsal anıt ağaçlar: Kuşaklar arası köprü olacak kadar uzun ömre (en az 100 yıl) sahip, doğal yaşam ortamında boy, yaş, tepe tacı ve gövde gibi boyutsal özellikleri itibariyle kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin çok daha üzerindeki boyutlara ulaşmış olan ağaçlarıdır
Ağaç ömürleri türlere göre farklılık gösterdiğinden bazı ağaç türleri anıt niteliği taşımaz. Doğal ömrü kısa kızılağaç, söğüt, kavak, vb. ağaçlar da yine, ne kadar görkemli olursa olsun, “anıt ağaç’’ olarak kabul edilmemektedir. Çünkü bu ağaçlar 100 yıldan az yaşarlar. Keza çap ve boy gibi görsel ölçüler bakımından doyurucu olmayan bozpırnal, kermes meşesi ya da şimşir gibi çalı formlu ve bodur olan ağaç ve ağaççıkların yöre kültürü ve tarihi açısından herhangi bir anlam taşımadıkça anıt ağaç sayılamayacakları ifade edilse de bazı yetişme ortamlarında, örneğin kermes meşesi gibi türler de boyutsal özellikleri bakımından bu statüye erişebilmektedir.
Anıt ağaçlar psikolojik ve kültürel yönden, “toplum psikolojisini derinden etkileyen, toplumda tarih, doğa ve çevre koruma bilincinin yerleşip gelişmesini sağlayan birer canlı eğitim aracıdır. Toplumların folklorik ve mistik değerlerini yaşatan, yaşanan çağ ile gelecek arasında köprü kurarak ulus bilincinin yerleşmesinde ve gelişmesinde etkili olan, ülke ve ulusların kültürlerini ebedileştiren unsurlardan biridir”
Anıt ağaçların, ekoturizm ve özel ilgi turizminde de önemli bir işlevi vardır. Anıt ağaçlar bulunduğu yere ayrıcalık katan, yaşayan mirasımız olarak önemli bir kaynak değerine sahiptir. Ananevi yönden toplum belleğini diri tutarak kültürel köklere bağlılık, doğa sevgisi ve ekolojik bilincin kökleşmesine katkı sunmaktadır.
Ulusal parklarda ya da doğal yaşam ortamlarında olsun anıt ağaçlar giderek önemi artan, binlerce doğasever turistin gezi programlarının olmazsa olmaz ziyaret noktaları arasına girmeyi başarmıştır. Gerek doğa gezginleri gerekse bilim insanları, araştırmacılar ve bu konuda özel ilgiye sahip gezginlerce önemli bir turizm çeşidi haline gelmiştir.